Esra Zeynep Yücel: Hepimiz ‘Misafir’ özlemi çekiyoruz

Esra Zeynep Yücel, yeni albümü “Misafir”i müzikseverlerle buluşturdu. Türk müziğinin en sevilen türkü ve şarkılarını yorumlayan Yücel, etnik Türk enstrümanlarının da kullanıldığı albüm için “Evrensel bir çalışma” diyor.

Yeni albümünüz “Misafir” hayırlı olsun. Bu projeyle ilgili nasıl yorumlar alıyorsunuz? Proje bazında “Hedefime ulaştım” diyebiliyor musunuz?

– Benim hayata bakış tarzım, iyi müzik yapabilmek ve dinleyenlere kaliteli müzik sunabilmek. “Misafir” çok içime sinen bir albüm oldu. Çok değerli isimlerin eserlerini seslendirdim. Gelen güzel yorumlar bu isimlere karşı beni mahcup etmediği için çok değerli. İnandığım yolda bana güç veriyor. Şarkılarım dinlendikçe ben daha fazla çalışmak istiyorum. Karakterim gereği hiçbir zaman “Tamam budur” ya da “Hedefime ulaştım” diyemiyorum. Hâlâ araştırmaya, hâlâ daha da iyisini yapmak için çalışmaya devam ediyorum. Hatta yavaş yavaş üçüncü albümde neler yapmalıyım, üstüne neler katabilirim telaşına girmeye başladım.
Albümün ismi neden “Misafir”?

– Misafir, pandemi döneminde hepimizden uzakta bir sözcük oldu. Sevdiklerimizi göremedik aylarca, birbirimize misafir olamadık uzun zaman. Bu süreç devam da ediyor maalesef. Hepimizin çok özlemini çektiği bir kelime “Misafir”. Ben de bu albümle, herkesin evine “Misafir” olmak istedim açıkçası.
Geçtiğimiz mayıs ayında bir gün, albümün içinde bulunan “Bir Ömürlük Misafir” şarkısını dinliyor ve bir yandan şarkıyı çözmeye çalışıyordum. Sevgili Erkan Oğur’un yazdığı sözler o kadar yoğun ki, bir yandan gözlerim dolmuş. Nasıl bir karakterle bu şarkıyı yorumlayacağımı düşünürken, “Buldum!” dedim içim coşarak; “Albümün adı Misafir.”

TÜRKÜLER HEP GERÇEĞİ ANLATIR

Milyonlar tarafından ezbere bilinen türküleri seslendirerek, halk müziğine de selam yollamış oldunuz. En ünlü piyanistlerden opera sanatçısına kadar, bu topraklarda doğup büyüyen her müzisyenin mutlaka bir gün türkü yorumladığına şahit oluyoruz. Sizce bunun sebebi nedir?
– Sebebi toprak sevdası. Dünyada birçok yerde bulundum ama ülkeme dönerken hep “Ohh kavuşuyorum” diye özlemle geldim. Ben Karadeniz kızıyım, huyum suyum da Karadenizlidir. Anadolu insanına bayılırım, her yerini çok severim ülkemizin. Hani derler ya “taşı, toprağı altın” diye. Türküler bana hep gerçeği anlatır. Türkülerde yalan dolan yoktur. Türkülerde samimiyet vardır, gerçeklik vardır. Duygu anlatır türküler. Ben zaten duygunun, gerçeğin peşinde olduğum için, beni benden alıyor türküler. Bir de güzel yorumla, duygular değerse bana, o zaman tadından geçilmez türkülerin.

Bir önceki albümünüzde caz eserleri seslendirdiniz. Şimdi ise bambaşka bir tarzla karşımızdasınız. Ters köşe işleri sevdiğinizi söyleyebilir miyiz?

– Müziği farklılaştırmayı çok sevmiyorum aslında. Misafir albümünde de caz tınıları var. Mesela “Nayino” şarkısında İlhan Erşahin saksafonuyla, “Sen Benden Gittin Gideli”de Cem Tuncer gitar solosuyla müthiş caz esintileri kattılar şarkılara. “Misafir” albümü caz ağırlıklı bir albüm değil ama birçok rengin, sentezin barındığı bir albüm. Açıkçası evrensel bir albüm. Bizim toprağımızın etnik enstrümanlarıyla süslenmiş, toprağımızın çok değerli müzisyenlerinin katkılarıyla oluşmuş bir çalışma. Bu arada ters köşeleri de çok severim. Hayatta konfor alanımdan çıkıp cesaretle, risk alarak iş yapmaya bayılırım. Her risk yeni bir öğretidir.