Hava Durumu

Emine Erdoğan Bursa'da! İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi başladı

Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin düzenlediği, İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresinin açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Açılışa Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr Vahit Kirişçi ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da katıldı.

Haber Giriş Tarihi: 13.05.2022 17:13
Haber Güncellenme Tarihi: 13.05.2022 17:13
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.webursa.com
Emine Erdoğan Bursa'da! İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresi başladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, açılış ve bir dizi temaslarda bulunmak üzere Bursa’ya geldi. Emine Erdoğan’a, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr Vahit Kirişçi ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca eşlik etti. Temasların ilk bölümünde, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezinde İntegratif ve Anadolu Tıbbi Kongresinin açılışı gerçekleştirildi. Programa Bursa Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, AK Parti Bursa Milletvekilleri, AK Parti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve çok sayıda davetli katıldı.

“BEDENİN İYİ OLMASI RUHA SİRAYET EDER”
Kongrenin açılışı sonrasında katılımcılara bir konuşma gerçekleştiren Emine Erdoğan, "2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti güzel Bursa'mızda bulunmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Ne mutlu bize ki, Bursa, bugün İntegratif ve Anadolu Tıbbı Kongresinin açılışıyla bizi ağırlıyor. Sağlık dediğimiz şey, güzel ve kaliteli yaşamı besleyen bir pınardır. Toplumların da huzur ve refahını sağlık kaliteleri belirler. Sanıyorum ki sağlığın ve sağlık alanında atılacak adımların önemini geride bıraktığımız 2 yıllık zorlu sürecin ardından çok daha iyi anladık. Sağlık süreklilik arz etmesi gereken bir durumdur. Bedenin iyi olması ruha da sirayet eder. Sağlık, ilacın yanında yaşadığımız ortam, işittiğimiz ses ve sosyal çevre ile çok ilgilidir. Bu medeniyet mirasını dışlamadan, sağlığın bir kültür olarak yaşandığı anlamlı bir dünya inşaa edebiliriz” dedi.

“SAĞLIK SÜREKLİLİK ARZ EDEN BİR HALDİR”
1974’ yılında, Dünya Sağlık Örgütünün, sağlığı sadece hastalık ya da bir engelin olmayışı değil, beden, ruh ve sosyal yönden de bir iyilik hali olarak tanımladığının altını çizen Emine Erdoğan,
“Yani sağlık, çok yönlü, çok boyutlu ve süreklilik arz etmesi gereken bir haldir. Nitekim, insan dediğimiz varlık, sadece bedenden ibaret değil. İnsan, beden ve ruhun bir araya geldiği eşsiz bir mekanizma. İnsan varoluşunun, manayı temsil eden ruh, maddeyi temsil eden beden tarafı var. Sağlık, insanlığın tarih boyunca her dönem büyük önem atfettiği, üzerine çok düşünüp, çalıştığı bir konu olmuştur. Tıp, eczacılık ve botanik gibi alanlarda nice eserler yazılmış, dünyanın ortak bilgi hazinesine eklenmiştir. İnsan sağlığına adanmış bu çaba, nice keşfin de zeminini hazırlamıştır. Şifayı her yerde arayan insan, bitkilerin, hayvanların, toprağın, suyun, seslerin ve hatta kokuların kendine has dillerini deşifre etmiştir. Ve topladıkları bilgilerin ışığında bir yaşam inşa etmişlerdir. İbni Sina bir eserinde şöyle diyor; 'Tedavinin en iyi ve en etkili yollarından biri hastanın aklî ve ruhî güçlerini artırmaktır. Geleneksel Anadolu Tıbbının özü de, denge, ölçü ve doğayla barışık bir yaşam tarzıdır” dedi. 

“SAĞLIĞIMIZI SADECE HASTANE BİNALARINA SIĞDIRMAK DOĞRU DEĞİL”
Hayatın hemen hemen her alanında devrimsel dönüşümler gerçekleştiğini söyleyen Emine Erdoğan, “Tedavi yöntemleri gelişiyor ve tıpta yeni buluşlar gündem oluyor. Buna rağmen, insan sağlığı hızla bozulmaya, hastalıklar artmaya devam ediyor. Kronik hale gelmiş hastalıkların cenderesinde ömürler geçiyor. İşin kötüsü, bu hastalıklara yakalanma yaşı gittikçe düşüyor. Kanser, diyabet, astım, obezite, insanlar arasında hızla yaygınlaşıyor. Ve maalesef çocuklara da sirayet ediyor. Bu kadarıyla da kalmıyor, bu hastalıklar başka hastalıklara kapı aralıyor. Mesela, obezite; kanser, kalp, kas ve iskelet sistemi gibi hastalıkların davetçisi. Aynı şekilde, diyabet; körlükten felce, böbreklerin iflasından ampütasyona kadar çeşitli felaketlere zemin hazırlıyor. Meselenin özüne indiğimizde kronik hastalıkların çoğunlukla yaşam tarzından kaynaklandığını görüyoruz. Sağlığı hayatın merkezinden uzaklaştırıp, yalnızca hastane binalarına sığdırmamız da hastalıkların ömrünü uzatıyor. Sağlık yalnızca hastalandığımızda aklımıza gelmemeli! Bilakis, yaşantımızı şekillendiren bir düşünceler bütünü olmalı. Bildiğiniz gibi tüm dünyada, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, son derece talep görür hale geldi. Çünkü bu metod insanı ruh ve beden bütünlüğü çerçevesinde ele alıyor, değerlendiriyor. Sadece hasta olduktan sonra değil, hasta olmamak için yapılması gerekenlere ilişkin de detaylı yaşam reçetesi çıkarıyor. Koruyucu hekimliği esas alıyor. Ancak, GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Çünkü geleneksel tıbbın, modern tıbbın bir alternatifi olarak algılanması çatışmalı bir alan oluşturuyor. Halbuki geleneksel tıp, barındırdığı kadim öğeleriyle, modern tıbbın bir tamamlayıcısı olarak önemli bir yere sahip. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, hem medeniyetimizi ihya edeceği, hem de insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına eminim. Zira tıp tarihi açısından adeta bir laboratuvar olan medeniyet tarihimizin, tamamı henüz gün yüzüne çıkmamış zengin bir mirası var. Dünyada adından bahsettiren Türk hekimlerinin emin ellerinde, Anadolu tıbbının insanlığın hizmetine kazandırılacağına yürekten inanıyorum."

“TARİHİ VE COĞRAFİ ZENGİNLİĞE SAHİBİZ”
Kongre açılışan katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise yağtığı konuşmada, Tükiye’nin tarihi ve coğrafi zenginliğine değindi Bakan Koca, “Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları açısından köklü bir medeniyetin mirasını taşıyan, tarihi ve coğrafi zenginliğe sahip ender ülkelerden biriyiz. Anadolu tıbbının ışığını bugüne taşıyan simge isimlerimiz ve şehirlerimiz var. Bursa, bu şehirlerimizin başında geliyor. Bir kültür şehri olması ve sağlık tarihimiz açısından önemi itibariyle Bursa, Anadolu tıbbı açısından özel bir önem arz ediyor. İnsanlık, bilimin ışığında sosyoekonomik ve sosyokültürel gelişim yolculuğunu sürdürüyor. Bu gelişim, geçmişten gelen kazanımların, edinilen yüklü mirasın üzerine inşa edilmektedir. Tıp bilimi de insanlığın ortak mirası olarak sürekli gelişip, yenileniyor. Sağlık, mutlu bir yaşam sürmek için en çok ihtiyaç duyduğumuz şey. Onun kıymetini bilmek, korunmasını sağlamak bireylerin olduğu kadar toplumun da ortak sorumluluğudur. İnsanlığa sağlıklı bir hayat sunabilmek, sadece bugününü değil, geleceğini de bütün sağlık risklerine karşı korumak, toplumların asli görevleri arasındadır. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' nasihatine muhatap olan atamız Osman Gazi’den bize kalan mirası, siyasi anlayışımızın bir ilkesi kabul ederek sağlıkta dönüşüme imza attık. Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdık. İnsanımızın yüzünü güldüren sağlık hizmetlerimizin, istikrarımızı, toplumsal güveni besleyen en önemli atılım olduğunu biliyoruz. Bugün insanların sağlığı ve mutluluğu için sınırları aşarak, bölgemize ve dünyanın pek çok ülkesine de sağlık hizmeti götürüyoruz. Bütün bunları yaparken en önemli güç kaynağımızın nitelikli sağlık çalışanları olduğunun farkındayız" dedi. 

“TARIM VE SAĞLIK BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ”
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci de tıbbi aromatik bitkilerin, pandemiyle birlikte tüm dünyada ilk sırayı aldığını ifade ederek, "Tarım ve sağlık birbirinden ayrılamaz konulardır. Bu kongrede bizleri bir araya getirenlere teşekkür ediyorum. Biyolojik çeşitlilik bakımından da Türkiye en zengin ülkelerden biridir. Birçok kültür bitkisinin gen merkezi Anadolu topraklarıdır. Her geçen gün bitkilerin önemi giderek artmaktadır. Avrupa kıtasından daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahibiz. Dünya üzerindeki tıbbi bitkilerin yüzde 6’sının Türkiye’de olduğunu ortaya konulmuştur. Türkiye’nin sahip olduğu bu zenginliği, katma değerli hale getirmesi çok önemlidir. Kekik ve defne ihracatından dünya lideriyiz. Elimizdeki florayı daha iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Biyolojik çeşitliliğin kayıt altına alınmasını sağlayarak ciddi bilgi kaynağını ortaya koyduk. Bakanlık tıbbi aromatik bitkilerin katma değerini sağlayan destekler vermeye devam ediyoruz. Bizim tarihimizde, tıp çalışmalarını batıdan önce uyguladığımızı herkes biliyor” dedi. 

ÇALIŞTAYLAR 3 GÜN SÜRECEK
İntegratif ve Anadolu Tıbbi Kongresi kapsamında toplam 37 panel, 6 çalışma atölyesi, 2 çalıştay ve 2 bildiri oturumu gerçekleştirilecek. 3 gün boyunca devam edecek olan çalıştaylarda geleneksel tamamlayıcı ve fonksiyonel tıp uygulamaları, tıbbi ve aromatik bitkilerden ürün işleyiş modelleri masaya yatırılacak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.